Çok acaip bir his. En yakınındaki en uzakta. 12 Ağustos olacak ve Çido gidecek. En az 5 sene de orada olacak. Belki de hep.
Ben Ankara'dan İstanbul'a taşındım bundan yaklaşık bir sene önce. Tüm çevremden, sevdiklerimden uzağa gittim. Gereğinden fazla sosyal ve kolay adapte olabilen biri olduğum için uyum sürecim çok kısa ve rahat sürdü; ama ben ayda bir Ankara'ya gidiyorum zaten. Neredeyse her gün de konuşuyoruz Çido'mla, Bengi'mle; ama İstanbul'la Amerika bir değil işte.
3 ay önce ablasını, diğer yarısını kaybetti Çido. Zor dönemler yaşadı, yaşıyor. O zamandan beri biz fazlasıyla bağlandık birbirimize. Çok kenetlendik. Birbirimize kardeştik aslında zaten; ama daha bir güçlendi aramızdaki bağ. Artık zaten farklı şehirlerde olmamıza rağmen hep birlikte gibi olduk bir yandan da. Şimdi de gidiyor.
Biliyorum onun için en iyisi olacak. Çok da istiyorum gitmesini. İhtiyacı da var biliyorum da işte bazen bencil yönüm ortaya çıkıyor. Sarhoş olunca falan. Gitsin tabii. Ben gitmesin demiyorum, hobi olarak yine gitsin; ama özlemelik olacak hep.
Herkesin hayatında bir Çido vardır eminim. Yoksa da umarım olur. Kan bağınızın olmadığı biriyle kendi tercihiniz olarak böyle bir bağ, iletişim kurmak o kadar güzel ki. Ev hissini hep yaşamak gibi.
Neyse, çok seviyom işte.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder