6 Ocak 2013 Pazar

Güniz Bilge anısına



Sene 2010. Aylardan Ağustos. Dünya Gençlik Kongresi kapsamında Peace Child Alpha Omega diye bir müzikal sahneledik Cemal Reşit Rey Salonu'nda. Ankara'dan İstanbul'a geldik kalabalık ekibimizle. Bize Boğaziçi Caz Korosu eşlik etti. Orada tanıştığım biri... Güniz Bilge.

Sene 2012. Aylardan Ocak. Ankara'da evimde oturuyorum. Ağlıyorum. Tamamen fani dertlerden. Sonra sosyal medya aracılığıyla öğreniyorum ki Güniz'i kaybetmişiz. Uğruna ağladığım tüm dertlerim anlamını yitiriyor.

Sene 2013. Aylardan Ocak. Güniz'i kaybedeli bir sene geçmiş. Anısına şarkılı, türkülü bir etkinlik düzenleniyor ve ben orada hiç tanıma fırsatı bulamadığım; ama herkesten dinlediğim, enerjisini hissettiğim Güniz için şarkı söylüyorum.

Bazen kendi cenazemi düşünürüm. Gariptir hissiyatı. Bugün de garipti. O kadar çok sevilmiş ki Güniz. O kadar mutlu etmiş ki insanları. O kadar çok hayata dokunmuş ki. Gidişiyle ağlatmış, anılarıyla güldürmüş. O kadar şanslıymış ki onu tanıyanlar.

Ölümden sonra ne olacağını hiçbirimiz bilmiyoruz; ama eğer ki bizi duyabiliyorsa, görebiliyorsa, hissedebiliyorsa bir şekilde, kocaman gülümsemiştir eminim. Kahkaha da atmıştır hatta. Şarkılarımıza güzel sesiyle eşlik etmiştir, çift ses yapmıştır. Parmaklarını senkoplu şıklatmıştır bizimle birlikte. Ağladıysa da ancak mutluluktan ağlamıştır. Belki biraz da özlemden; ama o kadar.

İyi ki varmış Güniz. Hala da var aslında.