30 Kasım 2012 Cuma

Dedi ki:
"Bir an için ben olduğunu düşün. Ben sana baktığımda ne görüyorsam, ne düşünüyorsam, ne hissediyorsam aynısını gördüğünü, aynısını düşündüğünü, aynısını hissettiğini düşün. Mesela benim şu anda bacağıma hafifçe rüzgar vuruyor. Bileğim üşüyor. O meltemi benim hissettiğim gibi hissettiğini düşün. Bacağının üşüdüğünü düşün."

Dedim ki:
"Hassiktir!"

Bu ne demek biliyor musunuz? İşte bu bir demek. 1+1=1 demek. Tek vücut olmak demek.

12 Kasım 2012 Pazartesi

Hayat döngüden ibaret. Dairesel yaşıyoruz. Bir an geliyor hep başa dönmüş oluyoruz; ama aslında bir önceki dönüşü tamamlarken edindiklerimizi üstüne eklemiş oluyoruz. Dolayısıyla her başa dönüş bizim için farklı da olmuş oluyor. Her seferinde karşımıza çıkan benzer sorunlarla farklı şekillerde başa çıkıyoruz. Mutluluklarımız her seferinde farklı bir coşkuyla oluyor. Tepkilerimiz ufak ya da kocaman değişikliklerle kendini gösteriyor.

Çoğu zaman bunu büyümek, olgunlaşmak olarak tanımlıyoruz. Herkesin tanımı kendine. Bu yüzden nasıl tanımladığımızın pek bir önemi de yok aslında. Aşk gibi. Hani aşkı nasıl tanımlarsan öyle yaşarsın ya, aynen öyle. Kimine göre senin yaşadığın basit bir yoğunluktur, sana ise kocaman bir patlama gibi gelir. Bu yüzden tanımlardansa hislerin önemi var. Tanımlarda buluşamayız belki her zaman; ama hislerde buluşabiliriz. Değişim hissinde buluştuğumuzda ister büyümek olarak tanımlayalım, ister başka bir şey, birbirimizi anlıyoruz. Döngüsel yaşamımızda başkalarının deneyimlerine, hislerine de yer veriyoruz farkında olarak ya da olmayarak.

Hayat gerçekten çok güzel. Değişim çok güzel. Değişmesek bu kadar keyif alamazdık belki de yaşamaktan. Bu kadar hissedemezdik.

Yaşasın değişim!